Arşiv | Eylül, 2010

Üniversiteye Yaşamına Yeni Adım Atan Gençlere Duayen Eğitim ve Bilim Adamı M.Fırat Akalın’dan Altın Öğütler – 1

21 Eyl

2010-2011 Akademik yılı öğrenci adaylarının üniversitelere yerleştrilmesiyle start aldı. Biliyoruz ki tüm gençler gibi sizinde gözleriniz parıl parıl parlıyor ve bu durum sizde gelecekte de düzelmeyecek zihinsel ve ruhsal hasarlara sebep oluyor. Devamı için tıklayınız

HP Pavilion DV6000-6700-6755et sökme, tamir montaj ve ortaya çıkan manzara :S :)

16 Eyl

Bugün bir arkadaşımın laptopu elime geçti. HP Pavilion dv6755et. Aşırı ısınma sorunu vardı. Ben de sorunun tozdan ve işlemci macununun kurumasından dolayı olduğunu tespit ettim. Gereken işlemi yapmak için laptopu teslim aldım.
Devamı için tıklayınız

Japon Spagetti Tarifi

15 Eyl


Tarife erişmek için tıklayınız

Jambonlu Spagetti Tarifi

15 Eyl


Tarife erişmek için tıklayınız

Süt Likörü Tarifi

15 Eyl


Tarife erişmek için tıklayınız

Sex On The Beach Kokteyl Tarifi

15 Eyl


Tarife erişmek için tıklayınız

Referandum…

12 Eyl

Aylardır karın ağrıları çekrek beklediğimiz, “gelseydi de kurtulsaydık” dediğimiz, gittiğmiz her ortamda ilk sorulan ve sinir bozan “evet mi hayır mı” sorusunun yegane kaynağı olan anayasa değişikliği için halk oylaması bugün oluyor çok şükür…

Ben aman şuna verin oyu, buna verin demiyorum. Herkes gördü göreceğini. Çevrenizdekilerin dolduruşuna gelmeyin. Kalbinizin sesini dinleyin. KENDİNİZ araştırın, öyle karar verin. Çabamız daha aydınlık bir Türkiye için.

Diyeceğim şu ki, ister evet çıksın ister hayır.. Eğer memleketin yararına ise Allah razı olsun, yok değilse Rabbim onu yerden yere vursun.

İyi oylamalar dilerim (oylayalım derken oyulmayalım da 🙂 )

Elveda Ya Şehr-i Ramazan

8 Eyl

Ramazan ayı bitiyor… Rahmet yağmurunun sağanak sağanak yağdığı bir ay geride kalıyor. Birazdan son oruçlarımızı açacağız. Acaba ne kadar görevimizi yerine getirebildik?

Orucumuzu tam layıkıyla tutamadık, lakıyıkıkla şükredemedik, aç kalmakla yetindik. Sen affeyle, oruçlarımızı kabul eyle Allah’ım…

Rabbim tekrar bizi bu mübarek aya ulaştırmayı nasip etsin.

Hayırlı bayramlar dilerim…

Arefe Günü Nedir ve Nasıl Değerlendirilmelidir?

8 Eyl

Ramazan bayramı arefesine mahsus bir ibadet şekli var mıdır?

Arefe, Kurban Bayramından bir önceki gün, hicrî takvime göre Zilhicce ayının 9. günüdür. Ancak Ramazan Bayramının bir önceki gününe de arefe denmiştir.

Resulullahın (sav) bildirdiğine göre: “Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: Lailahe illallah vahdehu la şerike lehu. (Allah birdir, ondan başka ilah yoktur, O’nun ortağı da yoktur) sözüdür.” (Muvatta, Hacc 246)

Hazreti Aişe (ra) anlatıyor:

“Allah, hiçbir günde, arefe günündeki kadar bir kulu ateşten çok azat etmez. Allah mahlukata rahmetiyle yaklaşır ve onlarla meleklere karşı iftihar eder ve: “Bunlar ne istiyorlar?” der.” (Müslim, Hacc 436)

Resulullah(sav): “Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah’ın kıymet verdiği bir gündür.” diyerek Allahu Teâlâ’nm kıymet verdiği günü hürmet ederek bilinçli bir şekilde yaşamaya gayret etmemizi istemiştir. Hürmet, verilen nimeti idrak etmekle ve verileni bilmekle, görebilmekle başlar. Arefe gününü günahlara girmeden oruçla, duayla, istiğfarla geçirmek kullarını arefe gününde bağışlayacağını müjdeleyen Allahu Teâlâ’ya hürmetin ve şükrün bir ifadesidir. (Deylemi)

Hazreti Ömer (r. a) ile Yahudi arasında geçen konuşmada arefe gününün önemini göstermektedir:

Hazreti Ömer’in halifeliği zamanında Yahudilerden birisi: “Ey Ömer, siz bir âyet okuyorsunuz ki, o âyet bize inseydi o günü bayram olarak kutlardık.” dedi.

O âyet, Maide sûresinin üçüncü âyetiydi. Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştu:

“Bugün, sizin dininizi kemale erdirdim ve size nimetimi tamamladım.”

Bu âyet, hicri onuncu yılda, Veda Haccı’nda, arefe günü olan cuma günü ikindiden sonra, Peygamber Efendimiz Arafat’ta “Adba” adındaki devesinin üzerinde vakfede iken nazil olmuştu. Deve vahyin ağırlığına dayanamayarak yere çökmüştü.

Hz. Ömer’e Yahudiden hangi âyet olduğunu öğrenince şöyle dedi:

“Biz o günü ve o gün bu âyetin Hz. Peygambere (sav) nail olduğu yeri biliriz. Cuma günü arefede bulunuyordu.” demiş ve o günün bayramımız olduğuna işaret ederek arefe gününün önemini belirtmiştir.

Arefe günü, Hazreti Âdem (as) ile Hazreti Havva’nın Arafat’ta buluştukları gündür.

Tevriye, arefe gününden bir önceki güne denir. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle, buyurmuştur:

“Tevriye günü oruç tutan ve günah söz söylemeyen Müslüman cennete girer.”

Bugün tutulan oruç, bin gün nafile oruca bedeldir. Aynca geçmiş ve gelecek yılda yapılan tövbelerin kabul olmasına da sebep olur. Arefe günü oruç tutmak da çok sevaptır. Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselâmdan, Sûr’a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.”

“Arefe günü tutulan oruç, bin günlük nafile oruca bedeldir.”

“Aşure günü orucu bir yıllık, arefe günü orucu da, iki yıllık nafile oruca bedeldir.”

Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihâd için verilen iki bin ata bedeldir.”

“Arefe günü tutulan oruç, biri geçmiş, biri de gelecek yılın günahlarına kefaret olur.”

Arefe günü özellikle bin adet İhlas okumak büyük zatlar tarafından tavsiye edilmiştir. Hadis-i şeriflerde İhlas sûresini okumanın kul borcu hariç diğer günahların affedilmesine vesile olacağı söylenmiştir.

“Arefe günü Besmele ile bin İhlas okuyanın günahları affedilir ve duası kabul olur.”

“Peygamber (sav) arefe akşamı ümmetinin affedilmesi için dua etti. Duasına, ‘Muhakkak ki ben zalimden başkasını mağfiret ettim.’ diye cevap verildi. ‘Zalimden ise mazlumun hakkını alırım.’ buyruldu. Resul-i Ekrem:

‘Ey Rabbim, dilersen mazluma cennette mükafatını verir zalime de mağfiret edersin.’ diye dua etti ise de Arafat’ta bu duasına Allahu Teâlâ’dan kabul gelmedi. Sabah vakti Müzdelife’de aynı duayı tekrarladı. Bu defa duası kabul edildi. Resulullah memnuniyetinden ve sevincini belli ederek güldü. Bunun üzerine Ebu Bekir ve Ömer (ra):

‘Anam babam size feda olsun, bu saatte siz gülmezdiniz, sizi güldüren nedir?’ diye sordu. Resulullah(sav):

‘Allah’ın düşmanı İblîs, Allahu Teâlâ’nın duamı kabul ederek ümmetimi affettiğini anlayınca toprağı alıp başına çalmaya ve vay sana helak oldun diye feryada başladı. İşte Şeytan’ın görmüş olduğum bu feryadı beni güldürdü, buyurdu.” (İbn Mace, Menasik, 56)

Arefe gününe saygılı olmalı, o gün hacılar Arafat’ta vakfe yapıp dua ederken manen onların yanında olduğumuzu hissederek dualarına iştirak edilmelidir. Böyle bir günde bizi günaha sokabilecek her şeyden uzak kalmak gerekmektedir. “Günümüzde arefe, bayramın bir önceki günü olduğu için dünyalık telaşların en yoğun olduğu bir gün olarak yaşanmaktadır. Oysa ki arefe insana verilen en kıymetli vakitlerden biridir. Bugünler ibadet ve affedilme günleridir. Hacıların Arafat’ta “Lebbeyk (Buyur Rabbim)” diyerek dil, ırk, ten ayırımı yapılmaksızın bir araya geldiği mahşer gününü hatırlatan, kulluğun Allahu Teâlâ’ya dualarla, telbiyelerle arz edildiği en kıymetli zaman dilimidir. Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Duanın faziletlisi, arefe günü yapılanıdır.” (Beyhaki) “Allahu Teâlâ, arefe günü kullarına nazar eder. Zerre kadar imanı olanı affeder.”

Allahu Teâlâ bazı geceler duaların reddedilmeyeceğini Peygamber Efendimize (sav) bildirmiştir. Rahmet kapılarının açıldığı dört mübarek gece şunlardır:

1- Fıtr (Ramazan) Bayramı gecesi,

2- Kurban Bayramı gecesi,

3- Terviye gecesi (Zilhicce ayının 8. gecesi),

4- Arefe gecesi, (Isfehani)

Arefe gününü ve gecesini ibadetle geçirmek çok faziletlidir. Arefe gecesini ibadetle geçirenin cehennemden azat olacağını müjdeleyen rivayetler vardır.

Arefe günü günahlardan uzak kalanın da bağışlanacağı Resulullah (sav) tarafından müjdelenmiştir.

“Arefe günü Resulullahın (sav) yanında bulunan bir genç, kadınları düşünüyor ve onlara bakıyordu. Resulullah (sav) eliyle birkaç defa gencin yüzünü kadınlardan çevirdi. Genç yine onları düşünmeye başladı. Resulullah (sav):

– Kardeşimin oğlu, bugün öyle bir gündür ki, bugünde herkesin kulağına, gözüne ve diline sahip olursa günahları bağışlanır, buyurdu.” (Müsned)

Arefe Günü Yapılması Tavsiye Edilenler:

1- Arefe gününün sabah namazının farzından sonra teşrik tekbirleri getirilmeye başlanmalıdır.

2- Arefe günü oruç tutulmalıdır.

3- Arefe gününe hürmet edilmeli, günaha girmemeye dikkat edilmelidir.

4- Arefe günü çok dua ve istiğfar edilmelidir.

5- Arefe günü 1000 âdet İhlas-ı şerif okunmalıdır.

Alıntı : sorularlaislamiyet.com

Bayram Namazı ve Bayram Namazı Vakitleri

6 Eyl

2010 Ramazan Bayramı namazı saatleri

Bayram sevinç günü demektir. Topluca kilinan bayram namazlari; müslümanlar arasindaki birlik ve beraberligin güzel bir göstergesidir. Bayramlar müslümanlari birbirine yaklastiran, darginliklari ortadan kaldiran, kardeslik duygularini kuvvetlendiren önemli günlerdir. Bayramlar, Allah’in mü’min kullarina birer ziyafet günleridir.

Bayram sabahi erkenden kalkmali, yikanip temizlenmeli, en iyi ve temiz elbiseleri giyerek güzel kokular sürünmelidir.

Yilda iki dini bayramimiz vardir:

1) Ramazan Bayrami.

2) Kurban Bayrami,

Cuma namazi farz olan kimselere, bayram namazlarini kilmak vacibtir. Bayram namazi iki rek’attir. Cemaatle kilinir. Bayram namazlarinda ezan okumak, ikamet getirmek yoktur. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Cuma hutbesi ise farzdir, namazdan önce okunur.

Diger namazlardan farkli olarak bayram nainazlarinin birinci rek’atinda üç, ikinci rek’atinda da üç kere olmak üzere fazladan alti tekbir alinir. Bunlara ”Zevaid” tekbirleri denir.

Ramazan Bayrami Namazinin Kilinisi Birinci Rek’at:

1 ) Cemaat düzgün siralar halinde imamin arkasinda yeralir ve ”Niyet ettim Allah rizasi için Ramazan Bayrami namazini kilmaya, uydum imama” diye niyet eder.

2) imam ”Allahü Ekber” deyip ellerini yukariya kaldirinca. cemaat de ”Allahü Ekber” diyerek ellerini yukariya kaldirip göbegi altina baglar.

3) Hem imam, hem de cemaat gizlice ”Sübhaneke”yi okur .Bundan sonra üç kere tekbir alinir. Tekbirlerin alinisi söyledir:

Birinci Tekbir: imam yüksek sesle, cemaat da onun pesinden gizlice ”Allahü Ekber” diyerek (iftitah tekbirinde oldugu gibi) ellerini yukariya kaldirip sonra asagiya saliverirler. Burada kisa bir süre durulur.

ikinci Tekbir: ikinci defa ”Allahü Ekber” denilerek eller yukariya kaldirilip yine asagiya saliverilir ve burada da birincide oldugu kadar durulur.

Üçüncü Tekbir: Sonra yine ”Allahü Ekber” denilerek eller yukariya kaldirilir ve asagiya saliverilmeden baglanir.

4) Bundan sonra imam, gizlice ”Euzü Besmele”, açiktan fatiha ve bir sure okur .(Cemaat bir sey okumaz, imami dinler)

5 ) Rüku ve secdeler yapilarak ayaga (ikinci rek’ata) kalkilir ve eller baglanir .

ikinci Rek’at:

6) imam gizlice Besmele, açiktan da fatiha ve bir sure okur. Sure bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden

(birinci rek’atta oldugu gibi) üç kere daha tekbir alir , üçüncü tekbirden sonra eller baglanmadan, dördüncü tekbir ile rükua varilir,.sonra da secdeler yapilarak oturulur.

7) Oturusta. imam ve cemaat, Ettehiyyatü. Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena atina… duasini okuyarak önce saga, sonra sola selam verip namazi bitirirler. Namazdan sonra hutbe okunur. Kurban bayrami namazinin kilinisi da bunun gibidir. Sadece niyeti degisiktir.

Toplum Barisi Açisindan Bayramin Önemi

Bayram; Allah’i bir, Peygamberi bir, Kitabi bir, ayni kibleye yönelen, ayni heyecani tasiyan müslümanlarin sevinçlerini paylastigi mukaddes bir gündür.

Mü’minler; Allah’m emrini yerine getirmek maksadiyla, bir ay boyunca imsak vaktinden aksama kadar en tabii haklari olan yemeyi, içmeyi terkederek insani adeta meleklestiren oruç ibadetinin manevi zevkini duyarlar.

”Düsmanla savasin küçük cihat, nefisle savasin büyük cihat” olarak kabul edildigi bu mücadelede mü’minler büyük bir zafer kazanarak kulluk imtihaninda gösterdikleri basarinin sevincini tasirlar.

Çok mübarek bir gün olan bayramda, kutsal mekanlar olan camilerde topluca ibadet etmenin suuruna eren müslümanlarin arsa yükselen tekbir sesleri, kalblerimizdeki imanin açik bir delili, yanyana gelerek. omuz omuza vererek cemaat halinde kilinan bayram namazlari müslümanlar arasindaki birlik ve beraberligin en güzel göstergesidir.

Yüce Allah Kur’an-i Kerim’de:

”Süphesiz mü’minler birbiri ile kardestirler; öyle ise dargin olan kardeslerinizin arasini düzeltin…” (53) buyurarak bütün müslümanlarin kardes oldugunu bildirmis, birbiri ile dargin olanlar varsa, bunlarin aralarinin düzeltilmesini diger müslümanlara görev olarak vermistir .

Müslümanlarin birlik ve beraberligi üzerine titreyen Sevgili Peygamberimiz de, din kardesligine gölge düsüren davranislardan sakinmanin geregine dikkatimizi çekerek söyle buyurmustur:

Bir müslümanin din kardesl ile üç günden fazla dargin durmasi helal olmaz. (54)

Darginligin uzun süre devam etmesinin, çok büyük bir günah oldugunu da su sözleri ile ifade etmistir:

Bir kimse müslüman kardesi ile bir sene küs durursa, onun kanini dökmüs gibi günaha girmis olur.” (55)

Müslümanlarin arasinin açilmasina ve toplumda birlik ruhunun zayiflamasina sebep olan kin, haset ve düsmanlik duygularini kalplerimizden söküp atarak bunlarin yerine insan sevgisini ve kardeslik duygularini yerlestirip, darginliklara son verdigimiz takdirde, bayram iste o zaman gayesine ulasmis olacaktir.

Dinimiz bütün müslümanlari tek bir vücut olarak kabul eder, insan vücudunun bir tarafinda meydana gelen rahatsizligi vücudun diger kisimlari hissettigi gibi, dünyanin neresinde olursa olsun herhangi bir müslümanin karsilastigi sikintiyi da diger müslümanlarin yüreklerinde hissetmesi gerekir. Bugün en çok muhtaç oldugumuz sey bu suura sahip olmaktir.

(53) Hucurat. 10

(54) Riyazü’s-Salihin, c.3, s.l70

(55) A.g.e., c.3, s. 170

Kaynak: http://www.diyanetvakfi.dk